BÜYÜK AKSİYONUN ÖYKÜSÜ MİLLET PARTİSİ

Bize bir cihan devleti kaybettiren, ülkemizi ve toplumumuzu bir yok oluşun eşiğine getiren, buhranımız karşısında, anarşinin kol gezdiği o karanlık günlerde, bir avuç inançlı gencin o muhteşem hareketi başlıyordu.

Yıl 1965 Kurtuluş savaşının o yüce mücadelesinin sonuçlarını devşiremeyen ve buhrana sürüklenen toplumunun, yeni bir silkiniş ile, dedelerinin yaptığı o mübarek mücadeleyi tekrar başlatmayı ve yeni başarılarla taçlandırmayı hedefleyen Aykut Edibali liderliğinde kurulan Mücadele Birliği Hareketi, kendine şu sloganı şiar edinmişti “YENİDEN MİLLİ MÜCADELE”.

Mücadeleciler Türk insanına aklına milli manevi değerlerine güvenmeyen kökü dışarıda kurtuluş çabalarının, Türk insanına mutluluktan ziyade, yeni bunalımlar ve buhranlar getireceğini savunmakta ve kötü amaçlı bu yanlış telkinlerin Türk milletinin egemenliğini dahi tehdit eden meşum bir planın parçası olduğunu da, kulakları yırtarcasına haykırmaktadırlar. MİLLETİM UYAN.

Yıl 1970. Anarşinin bir karabasan gibi ülkemizin üzerine çöktüğü, anarşiyi körükleyen dış mihrakların iç çekişmeyi ve kutuplaşmayı azdırdığı o günlerde Edibali ve bir avuç arkadaşı, harçlıkları ile kurdukları Yeniden Milli Mücadele Dergisi’nin ilk sayısında neden çıktıklarını Türk Milletine ilan etmektedir. ”Hareket sola karşı bir protesto hareketi değildir, bizzat millet ideolojik yapısının ilimleşmesi ve hareketlenmesi” hareketidir. İlme büyük değer veren mücadeleciler, Yeniden Milli Mücadele Dergisi ile derhal bir ilim seferberliği başlatırlar. Hareketin gayesi anarşiye kesinlikle katılmadan Türk insanını bilgilendirmektir.

Buhranımızın sebepleri, Yeniden Milli Mücadele Dergisi’nde uzun uzadıya, anlatılır. Edibali “Vatan Bölme Faaliyetleri”, “Avrupa topluluğu”, “Siyonizm”, “emperyalizm” ve “mücadelenin başarı şartları” konusunda yazdığı yüzlerce makale ve kitapla toplumunu bir okul gibi bilgilendirir.

Yayın hayatına soktuğu Gerçek ve Pınar Dergileri ile milli sanatı şekillendirmeyi hedefler. Daha sonraki zamanlarda Edibali ve arkadaşları çıkartılan günlük, haftalık Bayrak Gazetesi ve Dergileri ile de Türk siyasi hayatının nabzını tutmaya çalışırlar. Türk toplumunu doğru siyasete yönlendirmek için birbiri ardınca Milli Karar Toplantıları düzenlerler. Türkiye’nin problemlerinin çözümünün, mahalli düzeyde faaliyet gösteren milli güçlerin teşkilatlanmalarını ülke düzeyinde tamamlamaları halinde mümkün olacağını savunan Edibali ve arkadaşları tüm milli güçlerin ortaklaşa çözümler üretebilecek bir yapılanma içerisinde olmalarını isterler.

Mücadeleciler, görüşlerinin Türk Milleti tarafından da tasvip görmesi ve iktidar olmasının yolunun demokratik bir mücadele ile mümkün olacağını düşünürler. Ve Nisan 1984’te Mücadeleciler , kamuoyuna, ”Demirin, altının, paranın devri değil insanın devri başlıyor” diyerek duyurdukları, ilkeleri, ilim, ahlak, meşruiyetçilik, gelişmecilik olan “ISLAHATÇI DEMOKRASİ PARTİSİ”ni kurarlar.

Böylece Türk siyasi hayatına, ”Siyaseti yalandan dolandan riyadan, ayıracak ibadetin kardeşi kılacak” kutlu bir hareket mührünü basmış olur. Edibali ve arkadaşları ilk büyük kongrelerinde yaptıkları büyük çıkış ve verdikleri mesajlar ile tüm medyayı ve kamuoyunu şaşkına çevirirler.

Zira Türkiye de kadrosu önceden eğitilmiş ve hazırlanmış olan bir siyasi hareket, siyasi parti kimliği ile ortaya çıkmaktadır, çıkışları da muhteşem olur. Yaptıkları kongre ile devrin iktidar partisi Anavatan Partisi ve Adalet Partisi’nin misyonuna sahip çıkan Doğru Yol Partisi’nin kongreleri bile gölgede kalır. Basın ilk günün şaşkınlığının ardından kongreye ”Kim bunlar, ne yapmak istiyorlar”, diyerek sütunlarında yer verir.

Daha sonra ise belli bir yerden emir almışçasına Islahatçı Demokrasi Partisi ile ilgili tüm yayınlarını keserler. Bundan sonra ise medyanın IDP ilgili tavrı hep görmemezlikten gel politikası olur. Edibali ve arkadaşlarının tüm çalışmaları kamuoyundan gizlenir. Tüm bunlara rağmen eskinin Mücadelecileri yeni Islahatçılar hemen çalışmaya koyulurlar.

Edibali ilk iş olarak “Partiler arası konfederatif işbirliği” teklifi ile demokratik sağ partilere ortak hareket etme ve ülkenin problemlerini beraberce çözme önerisini götürür. Ancak o dönemde emanetçi liderlerle iyi niyetle yürütülen bu çalışmalar 12 Eylül den sonra siyaset yasağı getirilmiş , yasaklı parti liderlerinin yasaklarının kalkması ve partilerinin başlarına dönmeleri ile sekteye uğrar.

Islahatçı Demokrasi Partisi, Refah Partisi ve Milliyetçi Çalışma Partisi ile 1991 seçimlerinde İTTİFAK yaparak meclise üç milletvekili sokar. RP ve MÇP ittifakı bir seçim işbirliği olarak gördüklerini söyleyerek, Edibali’nin, ittifakın dağıtılmaması ve genişletilerek kurumsallaştırılması yolunda yaptığı çabalarına rağmen, ittifakı dağıtırlar. “Hakka ve hayra yapılan çağrı ve işbirliği teklifleri, parti liderlik ihtiraslarının kahrolası engellerini” aşamaz. Islahatçı Demokrasi Partisi’nin ikinci olağan büyük kongresinde(23 Kasım 1992) Birlik Barış Partisi, Bayrak Partisi ve Millet Partisi I. D. P ‘ye katılırlar ve yeni partinin adı MİLLET PARTİSİ olur. Millet Partisi, hayatın gerçek gayesini anlatma ve Müslüman Türk Milleti’nin varlık ve beka davası olan davasını, aldığı hiçbir sonuca aldırmadan ”Kin, nefret ve husumet dalgalarını da göğüsleyerek, devam ettirme kararından, asla vazgeçmeyecektir.